Normal vücut fonksiyonlarının devam edebilmesi için ve ideal bir beslenmenin kilit noktası olan organik ve inorganik besinlerdir, vitamin ve mineraller. Vücudumuz gerekli olan çoğu besin maddesini üretemediğinden, günlük beslenme düzenimizde tüketerek almamız gerekmektedir. Tüm vitamin ve mineraller için geçerli olmamakla birlikte, bazı vitamin ve mineral eksiklikleri, bozuklukları ya da toksik açıdan fazlalıkları, kan testleri, idrar testleri veya doku örneklerini test ederek tespit edilir. Test sonuçları doğrultusunda, vitamin açısından zengin gıdaları beslenmenizde arttırmanız ya da toksik etkiye sahip gıdaları ve gıda takviyelerini azaltmanız gerekeceğinden, beslenmenize dikkat etmeniz gerekmektedir.
Vitamin ve Mineral Çeşitleri
Suda çözünen vitaminler; tüm suda çözünebilen vitaminler C vitamini olsun, askorbik asitler olsun vücut tarafından depo edilemezler. Bu vitaminlere B kompleks vitaminleri de dahildir. Depo edilemedikleri için idrar yolu ile vücuttan atılırlar. Bu sebepten dolayı, günlük beslenme rutininizde tekrar alınması gereklidir. Vitamin eksiklikleri ve zehirleyici etkileşimleri çeşitli uyarılara ve semptomlara göre teşhis edilebilirler. Bununla birlikte teşhis için bir takım laboratuvar testleri mevcuttur. Plazma C vitamini testiyle vücuttaki askorbik asit seviyesi tespit edilebilir. B12 ve folik asit birlikte test edilerek, megaloblastik anemi adı verilen bir hastalığın vücutta varlığı aranabilir.
Yağda çözünen vitaminler; A, D, E ve K vitaminleri yağda çözünen vitaminler arasındadır. Günlük olarak tüketilmeleri gerekmemektedir ve yağ dokularında depolanmalarına ihtiyaç yoktur. Pıhtı oluşumuna yardımcı olan K vitamini bağırsaklarda üretilir. Protrombin zaman testi (PT) ile tespit edilir. A vitamini, retinol ve karoten, D vitaminin birincil formu, D3 vitamini ve kolekalsiferol testlerini diğer mevcut testler arasında sayabiliriz. Protrombin zaman testi ile E vitamini fazlalıkları, K vitamini gereksinimlerini arttırarak, K vitamini seviyesini etkiler.
Makro mineraller; sodyum, potasyum, klorür, kalsiyum, magnezyum ve fosfor vücudun büyük oranda ihtiyaç duyduğu makro mineraller arasında sayılır. Temel metabolik panel ve BMP adı verilen bir testle birlikte, tam bir metabolik panel ya da CMP olarak adlandırılan bir test sayesinde kandaki konsantrasyonları tespit edilir. Diğer mineral bileşenleri de ayrıca test edilebilir. Makro mineral eksiklikleri ya da fazlalıkları, vücutta böbrek rahatsızlığına veya yetmezliğine, solum bozukluklarına, kalp hastalığına ve diyabet rahatsızlıkları gibi çeşitli durumlara yol açabilmektedir.
Mikro mineraller; eser elementler olarak da adlandırılmaktadırlar. Bunun sebebi ise vücudun bu minerallere küçük ama gerekli miktarda ihtiyaç duymasıdır. Bağımsız kan testleriyle vücuttaki değerleri tespit edilebilir. Demir, çinko, bakır, selenyum, florür, krom, manganez, iyot ve molibden mikro mineraller arasında sayılabilir. Demir ve iyot eksikliğinin belirtileri ortaya çıktığında, anemi ve tiroid bozukluğun işaret edebileceğinden hemen test edilmelidir. Kalıtsal bir hastalık olmasına karşın, dokularda yüksek oranda bakır birikmesi ve kandaki oranının düşmesi Wilson hastalığı ile ilişkilendirilir.
Kullanılan Spesifik Testler
Normal şartlarda vitamin ve mineraller ayrı ayrı test edilmelidir. Eğer ki gerekli bir durum olduğu düşünülürse vitamin ve mineraller çeşitli gruplandırmaya tabi tutularak test edilebilir. Bazı vitamin ve mineral grup testlerinden bazıları şunlardır; A, B ve tiamin, B2 ve riboflavin, B6 ve piroksidin, B12 ve siyanokobalamin, folat, C, D, E, ferritin veya demir ve çinkodur. Sodyum ve potasyum vitamin ve mineral testi için idrar örneği gerekli iken, bakır için ise doku örnekleri gereklidir. Tüm sonuçlar kan testi ile kıyaslanır.
Vücuda giren toksik maddeler, karaciğer ve böbrek tarafından metabolize edilirler. Toksinlere uzun süre maruz kalması durumunda veya yüksek oranda kısa süreli maruz kalması durumunda, karaciğer ve böbreklerde ciddi hasarlar görmelerine sebep olduklarından toksinlerin kanda birikmesine dolayısıyla da büyük sorunlara yol açabilirler. Kandaki toksin seviyesini test etmek içinde kan testleri gereklidir.
B12 Vitamini
Vücudumuzun normal şartlarda sahip olması gereken B12 miktarını, etkileyen birçok faktör vardır. B12 vitamini tüm hayvansal ürünlerde (kırmızı et, beyaz et, deniz ürünleri, süt ürünleri ve yumurta) bulunan bir vitamin türüdür ve DNA sentezi, nörolojik fonksiyonlarda ve metabolizmanın düzgün çalışmasında oldukça önemli bir role sahiptir. B12 vitamin eksikliği, b12 vitaminin eksik alınması ya da eksik emilmesinden dolayı meydana gelmektedir. Herhangi bir eksiklik belirtiniz var ise bir kan testine ihtiyaç duyabilirsiniz. Kan testi öncesinde 6 ya da 8 saat öncesinden herhangi bir şey yenmemeli ve içilmemelidir. Eğer kullandığınız bir ilaç varsa, bununda test sonucunu etkileyebileceğini dikkate alarak test öncesi ilaç alımını doktorunuz ile görüşmelisiniz.
Standart B12 seviyesi; mililitre başına pikogramı ifade eden pg/ml, B12 vitamin seviyesinin ölçüm birimidir. Uzmanlara göre normal bir B12 seviyesi 200 ile 900 pg/ml arasında olmalıdır. Her laboratuvarın ölçüm değerlerinde farklılıklar olabilir, sonuçları doktorunuz değerlendirmelidir. Düşük B12 seviyesi; Yapılan bir araştırmaya göre 250 pg/ml altında kalan B12 seviyeleri yetişkin bir insan için B12 eksikliğini işaret etmektedir. B12 vitamin fazlalığı vücuttan idrar yolu ile atıldığından b12 fazlalığı diye bir durum söz konusu değildir.
B12 vitamin eksikliği belirtileri şu şekilde sıralanır; zayıflık, tükenmişlik, nefes darlığı, baş dönmesi, konsantrasyon eksikliği, iştah ve kilo kaybı, soluk tenli olma, ağrılı ve iltihaplı bir dil yapısıdır. B12 vitamin eksikliğinin çok uzun süre yaşanması nörolojik anlamda da sıkıntılara sebep olur. Bilinç bulanıklığı, hafıza kayıpları, dengede kalmak da güçlük, depresyon ve bunama bunlardandır.
0 Yorum