Soya, protein bakımından yüksek olan ve doymuş yağ bakımından düşük, içeriğinde kolesterol olamayan bir baklagil olan soya fasulyesinden üretilir. Soyada yüksek oranda lif bulunur ve kalsiyum, demir, potasyum ve çinko gibi bol miktarda vitamin ve mineral içerir. Soya B vitaminleri bakımından zengindir ve iyi bir omega-3 esansiyel yağ asidi kaynağıdır. Et ürünleri, tahıllar ve unlu mamuller de dahil olmak üzere birçok gıdada soya bulunur. Soya sağlığa yararları ile bilinmesine rağmen, soyadaki izoflavonlar hormonları bozabilir.
Soya ve Tiroid
Soya, vücudun doğal olarak oluşan hormon fonksiyonlarını taklit eden bir fitoöstrojendir. Bütün vücudun işleyişini kontrol eden hormonların üretimi ve depolanmasından sorumlu olan tiroid bezinin fonksiyonu fitoöstrojenler tarafından bozulabilir. Tiroid hormonları kalp atış hızını düzenler, kan basıncını dengeler, vücut sıcaklığını korur ve gıdaları enerjiye dönüştürmek için uygun metabolik hızı korur. Soya bazı hormonları taklit ettiğinden, bazı ilaçları engelleyebilir. bazı doktorlar şöyle söylüyor:
“Soya’nın vücudun ilacı emme yeteneğine müdahale ettiği uzun süredir düşünülüyor. Ancak, hipotiroidizm olan kişilerin soyadan tamamen kaçınmaları gerektiğine dair bir kanıt yok.”

Soya ve Östrojen
Yumurtalıklarda üretilen östrojen, kadın cinsel ve üreme organlarının gelişiminden sorumludur. Soyada bulunan östrojen, doğacak çocukların sağlık durumlarından sorumludur. Ancak soyada bulunan ve östrojeni taklit eden bu izoflavonlar olarak bilinen bileşikler, fazla miktarlarda tüketildiğinde kadın hormonları üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabilir. Laboratuvar çalışmaları soyada bulunan bir fitoöstrojen olan genisteinin doğurganlıkta, yumurtlama fonksiyon bozukluğunda ve düzensiz adet döngüsünde bazı sorunlara yol açabileceğini göstermektedir. Ulusal Çevre Sağlığı Bilimleri Enstitüsü’nün yapmış olduğu bir araştırmaya göre, soyada bulunan genisteinin çevresel olarak ilgili dozlarının yumurtalık farklılaşması ve öfkeli adet döngüsü üzerinde önemli olumsuz etkileri olduğunu açıkça göstermektedir. Daha detaylı bilimsel bilgiler için gelişim sürecindeyken yüksek oranda fitoöstrojen kullanan insan gruplarının üreme fonksiyonları hakkında çalışmalar da yapılması gerekmekledir.
Soya ve Gebelik

Hem anne hem de bebeğin artan ihtiyaçlarını karşılamak için hamilelik sırasında östrojen de artar. Östrojen üretimi, yumurtalıklar ve plasenta tarafından yapılır. Östrojen hamilelik sırasında uterus büyümesinden, uterus astarının kalınlaşmasından, kan hacminin artmasından, süt üretiminden ve fetal organların gelişiminden sorumlu olan hormondur. Soyadaki izoflavonlar östrojeni taklit ettikleri için, büyük miktarlarda soya yemenin hamilelik sırasında hormonal bir dengesizliğe yol açması mümkündür. Hatta izoflavon genisteinin üreme ve bebeğin gelişimini etkilediğine dair hayvan çalışmalarından güçlü kanıtlar da bulunuyor.
Soya ve Menopoz
Menopoz sırasında östrojen seviyeleri düşmeye başladığında, normal hormon dengesi bozuluyor. Sıcak basmalar, gece terlemeleri, hafıza kaybı ve sinirlilik dahil olmak üzere östrojen düşüşüne çok sayıda semptom eşlik edebilir. Birçok kadın, bununla ilişkili risklerden dolayı hormon replasman tedavisine başlama konusunda temkinlidir. Bunun yerine, soya takviyesi gibi doğal alternatifleri tercih ediyorlar. MayoClinic.com’a göre, “Genel olarak, kanıtlar izoflavon içeren soya ürünlerinin sıcak basmalar gibi menopoz semptomlarını azaltmaya yardımcı olabileceğini göstermektedir. Ancak bu şekilde kullanımı onaylamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.”
0 Yorum